![]()
Göksenin Çakmak
goksenincakmak@gmail.com
DEĞERLERİN ÇÖKÜŞÜNDEN YAŞAMIN ANLAMINA: TOPLUMSAL VE BİREYSEL BİR UYANIŞ ÇAĞRISI
14/09/2025 Toplumsal Değerlerin Erozyonu ve Yaşamın Anlamı ÜzerineGünümüzde, ahlaki değerlerin neredeyse iflas ettiğini görüyoruz. Tüm dinlerde en büyük günah kabul edilen “adam öldürmek” adeta yok sayılıyor; tıpkı şu anda Gazze’de olduğu gibi, normal bir davranış gibi karşılanıyor. “Çalmayacaksın” diyen dinsel normların tam tersi olan, “Fakirlik yoktur, çalmasını bilmeyenler vardır.” gibi görüşler rağbet görüyor. Bu koşullarda, yetişmekte olan çocuklara nelerin doğru olduğunu nasıl anlatacağız? Ne yazık ki bireysel ve toplumsal çıkar eylemleri, ahlak ve din gibi kurumları işlevsiz hâle getirerek toplumları kaosa sürüklüyor. Anomi, yani kuralsızlık egemen oluyor. Toplumlar, bunun farkına ne zaman varıp etik değerlere dönebilecekler? Tehlike çok büyük; aklımızı başımıza toplayıp bir an önce sağduyulu bir yaklaşım göstermek zorundayız. Aksi hâlde toplumsal bir “kıyamet” kaçınılmaz olabilir. Tükenmişlik Sendromu: Modern Çağın Sessiz SalgınıSon zamanlarda sıkça duyduğumuz bir sorun da tükenmişlik sendromu. Beklentileri karşılamayan mesleki faaliyetlerin yol açtığı, uzun süreli veya tekrarlanan iş stresi sonucu gelişen duygusal tükenme; kişinin duyarsızlaşmasına ve kişisel başarı isteğinin azalmasına neden olur. Belirtileri arasında enerjinin tükenmesi, işe soğuma, gerginlik, saldırganlık, karamsarlık, umutsuzluk, uyku bozukluğu ve değersizlik hissi yer alır. Bu durumdan kurtulmak için kısa süreli tatiller yapmak, arkadaş çevresiyle samimi ilişkiler kurmak, kişisel merak ve ilgi alanlarına (resim, müzik, tiyatro, koleksiyon gibi) yönelmek yararlı olabilir. Aksi hâlde ileride depresyon gibi daha ağır ruhsal sorunlara yol açabilir. Akran Zorbalığı: Çocuklarımızın Sessiz Çığlığı18 yaşın altındaki çocuklar arasında “akran zorbalığı” adı verilen saldırgan davranışlar artıyor. Kimi zaman bu olaylar, ölümle sonuçlanabilecek boyutlara ulaşıyor. İnternet ortamındaki film ve oyunlar ile toplumsal modellerdeki yanlış figürlerin rolü çok büyük. Çocuklar, özellikle ergenlik döneminde kendilerine örnek alacak modeller arar. Aile içinde, toplumda ya da sosyal medyada karşılaştıkları bazı tiplerle özdeşleşirler. Bu tipler olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabilir. Olumsuz kişilikler seçildiğinde, bu tutumlar yaşadıkları ortama taşınarak topluma zarar verebilir. Günümüzdeki pek çok saldırı ve cinayetin temelinde bu durumun payı vardır. Ayrıca, ceza kanunundaki yetersiz yaptırımlar da suç odaklarının çocukları kendi çıkarları için kullanmasına yol açmaktadır. Çözüm; sosyal medyadaki şiddet içerikli videoların sınırlanması, gençlerin enerjilerini spor ve sanatsal etkinliklere yönlendirmesi ve ailelerin çocuklarını hissettirmeden, ama kararlılıkla denetlemesidir. Onların arkadaş çevrelerini tanıyın, sevgi ve ilginizi eksik etmeyin. Unutmayın: Geleceğimiz onların ellerindedir. Yaşamın Anlamı ve Ölüm GerçeğiHer gün sevdiklerimizden birilerini kaybediyoruz. İçimizi bir korku sarıyor: “Acaba bana sıra ne zaman gelecek?” diye düşünüyoruz. Başkalarına başsağlığı diliyoruz; sanki yeryüzünde kalışımız garantiymiş gibi. Oysa, öleceğini bilen tek varlık biziz. Bu gerçek, zihnimizde şu soruyu uyandırıyor: “Madem ölecektim, neden dünyaya geldim?” Hayatın anlamını sorgulamaya başlıyoruz. Kaç yaşında, nerede, nasıl bir veda bizi bekliyor diye merak ediyoruz. Doğarken seçim hakkımız yoktu; giderken de olmayacak — intihar dışında. Yaşam, doğmakla ölmek arasında bir gelgit aslında. Belki bu düşünce size karamsar görünebilir; ancak gerçeği bilip ona göre bir yol haritası çizmek gerekir. Yaşamın tadını çıkarın, sorumluluk alın, hayata iz bırakın. Değiştiremeyeceğiniz şeyler karşısında dimdik durun, kolay teslim olmayın, direnin! Her şeye rağmen önünüzde sevip sevilebileceğiniz bir zaman olduğunu unutmayın. Paylaşımcı olun, egonuzu yenin, başkalarını da sevindirin. O zaman göreceksiniz ki hayat, bir yük değil; dünyadaki cennetiniz olacaktır. Ölümden değil, yaşamdan korkun. Çünkü o, kocaman bir bilmece!
💬 Sonuç olarak: Ahlaki değerleri yeniden diriltmek, ruh sağlığımızı korumak, çocuklarımızı sevgi ve bilinçle büyütmek, yaşamın anlamını kavramak… Tüm bunlar birbirine bağlı. Hepimiz kendi payımıza düşeni yaparsak, hem bireysel huzurumuz hem de toplumsal barış için umut var.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SÖMÜRÜ VE HAKSIZLIK DÜZENİNDEYİZ - 08/05/2025 |
SÖMÜRÜ VE HAKSIZLIK DÜZENİNDEYİZ - Göksenin Çakmak 7/5/25 |
KRALLAR SOYTARILARI SEVERLER - 19/04/2025 |
KRALLAR SOYTARILARI SEVERLER - Göksenin Çakmak - 19/4/2025 |
YARALI HAYVAN SALDIRGANDIR - 25/03/2025 |
YARALI HAYVAN SALDIRGANDIR - Göksenin Çakmak - 25/3/2025 |
SON GELİŞMELERİ ELE ALALIM - 19/03/2025 |
SON GELİŞMELERİ ELE ALALIM - Göksenin Çakmak - 19/3/2025 |
HALKA RAĞMEN HALK İÇİN OLUNMAZ - 05/03/2025 |
HALKA RAĞMEN HALK İÇİN OLUNMAZ - Göksenin Çakmak 5/3/2024 |
DOSTLUKLARLA YAŞIYORUM - 04/10/2024 |
Göksenin Çakmak - DOSTLUKLARLA YAŞIYORUM 4/10/2024 |
BİR TARAFTA İSRAF BİR TARAFTA AÇLIK - 18/07/2024 |
BİR TARAFTA İSRAF BİR TARAFTA AÇLIK - Göksenin Çakmak 18/7/2024 |
TÜRKİYE'Yİ KAPTIRMAYALIM - 08/07/2024 |
Göksenin Çakmak - TÜRKİYE'Yİ KAPTIRMAYALIM 08/07/24 |