• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR? - 4
11/05/2025

“Demokratik Fobi Nedir ve Nasıl Aşılır” başlığıyla ele aldığımız, demokratik davranmama ve kendi gibi düşünmeyene karşı demokratik tavır geliştirmeme meselesinde şimdi de sıra geldi; ekonomik ilişkiler ve demokrasi arasındaki bağlantıya.



Daha önceleri hukuk ile demokrasi arasındaki bağın önemini ele almıştık. Çağımızda demokrasi ne kadar vazgeçilmez bir hak ise hukuk da herkese lazım olan ve herkes için geçerli haklar, kurallar yığını ve bunların uygulanmasıdır. Adalet ölçütlerinin tam olarak uygulanmadığı durumlarda hukuk, yazıdan ibaret kalır. Nasıl yarım doktor candan ederse; yarım hukuk da toplumu yavaş yavaş yok eder.



Ekonomi ya da eski adıyla iktisat ise temelde kaynak paylaşımıdır. Çoğu kişi iktisat sözcüğünün kökünü “kısıt” sözcüğü zanneder. Oysa iktisat sözcüğünün kökü Arapça “kasd”dan gelir ve hedefe yönelme demektir. Zaten iktisat derslerinde ilk öğretilen konulardan biri de; tam istihdamı hedeflemektir. Kaynakların etkin kullanımı, maksimum faydanın sağlanması, bilgi asimetrisinin ortadan kaldırılarak piyasanın serbest dolaşıma açık olması iktisadın temel amaçlarındandır.



Ekonomi, doğal olarak özgürlüğü sever. Liberte yani özgürlük, sadece birey hakkı meselesi değildir. Liberal düşünce hem iktisadi hem de politik olarak özgürlüğü savunur. Ancak liberal ekonomi teorisinde “kamu yararı”, “toplum yararı”, “dezavantajlı kesimlere yönelik sosyal yardımlaşma ve dayanışma” konularında anlamlı öneriler ya da çözümler girişim özgürlüğü kadar sık dile getirilmez. Haliyle bu durum; ekonomide kapitalist yöntemleri savunanlara karşı sosyalistlerin söylemlerini daha çok duymamıza neden olur.




Kapitalizm, sosyolojik olarak sermayeye dayalı yaşam biçimi şeklinde tarif edilebilir. Kapitalist bakış açısında özel mülkiyet göklere çıkarılırken; toplumsal ve sosyal haklar yeterince ilgi görmez. Haliyle kapitalist ülkelerde parası olan parası ölçütünde güçlü ve istediğini yapma kuvvetine sahip olur. Bu görüş; demokratik bir görüş değildir. Kapitalistler, liberaller gibi düşünmezler; onlara göre demokrasi yerine diktatörlüğe, faşizme veya oligarşiye geçilmesi önemli değildir. Onlar daha fazla kâr peşindedirler. Ve işçi hakları ile sosyal hakların kapital amaçları engelleyebileceği ya da geriletebileceği düşüncesiyle faşistleri kullanarak toplumda yükselen sesleri kısmaya kalkarlar. Kapitalistlerin büyük ölçüde demokratik fobisi vardır.




Faşizm – Kapitalizm – Emperyalizm; Hristiyanlıktaki Baba – Oğul – Kutsal Ruh üçlemesi gibi ayrılmaz bir bütündür. Sendikalara, işçilerin haklarını almasına üçü de karşıdırlar. Fakat günümüzde halkın kendini solda tanımlayan kısımları dâhil ekonomide kapital çizgide hareket etmektedir. Böylece bir yandan emperyal kuvvetlere hizmet ettiklerini bilmezler ayrıca ideolojik olarak da faşist güçlerin güçlenmesine neden olmaktadırlar. Sermayeyi elinde bulunduranlardan demokratik özgürlüğü benimsememiş olanlar böylelikle her geçen gün işgal ettiği sahaları genişleterek halkta tek egemen tek yetkili gücün kendisi olduğu gibi yanlış bir imaj oluşturmaya çalışırlar. Ayrıca herkesin bir fiyatı olduğu savı ile değerleri ve ideolojileri yozlaştırırlar. Oysa halk sermaye sınıfınından çok kalabalıktır. Çoğu ülkede o ülkenin zenginliğinin beşte birini elinde tutanlar toplumun %1'idir.




Türkiye’de işler biraz daha karmaşıktır. 1929 ekonomik buhranına kadar devlet, liberal ekonomi sistemini benimsemişti. Bir yandan da fabrika ve atölyeler açıyordu. Elazığ’ın Maden ilçesinde yaratılan cumhuriyet mucizesi tam anlamıyla “devletçilik” örneğidir. Öte yandan İsmet İnönü’nün devletçi, Atatürk’ün liberal ekonomi görüşleri nedeniyle aralarının açıldığı; bu nedenle de Atatürk’ün başbakanlığa Celal Bayar’ı getirdiği iddia edilir. Genel olarak; Atatürk’ün söyledikleri ve yaptıkları devlet sosyalizmini benimsediğini düşündürüyor. Tek parti döneminde - bu yıllara II. Dünya Savaşı dönemi demek daha doğrudur - kamu otoritesi ticari alana öyle baskıda bulunmuştur ki; bolluğu olan ürünler bile bulunamaz olmuş, karneyle satılır olmuştur. Bu da karaborsacılığa, vurgunculuğa neden olmuştur. "Varlık Vergisi" gibi ya da ticareti sanayiyi elinde bulunduran azınlıklar aleyhine yaptıkları ile tek parti dönemi ve DP'nin kendi zenginlerini yaratma çabası orta ve uzun vadede Türk ekonomisi aleyhine olmuştur.



Kapitalizm, sürekli işleyen bir piyasa modeline göre kurgulandığında piyasa durduğunda krize girer. Piyasaların durmasında çeşitli nedenler olabilir: Finansal durumlar (ödemelerin durması ya da herkesin parasını çekmeye kalkışması), siyasi durumlar (politik gerginlikler, savaşlar veya anlaşma iptalleri), üretim ve tüketimle ilgili durumlar (üretim birliklerinin fiyatları yükseltme çabası, kıtlıklar, dengesiz üretimler, büyük grevler) sonucunda krizler yaşanmaktadır. Kapitalist sistemde krizlere çözümler; kapital mantıkla sağlanamamaktadır. Çünkü; esasında sadece Türkiye’de değil; özel teşebbüsün olduğu her yerde kapitalistler krizle karşı karşıya kaldığında halkı unutur ve kâr fırsatçılığı peşine koşar. Bu da fiyatların sürekli olarak tırmanmasına, enflasyona ve kaçınılmaz olarak işsizliğe neden olur. Kapital krizlerden kurtulmak için sosyal önlemlere başvurmak kitlesel isyanların önüne geçmek için şart olur. Türkiye’de “halkçılık” ilkesi ve anayasada vurgulanan “sosyal devlet” ilkesi esasında kriz dönemlerinde kaos çıkması, toplu ölümler yaşanması ve büyük isyanlar çıkmasına önlem olarak konulmuştur.



Halkçılık ve sosyal devlet ilkeleri ise günümüzde en çok Cumhuriyet Halk Partisi ile gündeme gelmektedir.(1) 34. Olağan Kurultay Parti Meclisi Çalışma Raporu'nda (17 – 18 Temmuz 2012) CHP, Türkiye'de üç devrim yaptıklarını; ilk olarak Cumhuriyeti ilan ettiklerini, ardından ülkeye çok partili sistemi getirerek demokrasiyi sağladıklarını, üçüncü aşama olarak ise "sosyal demokrasi"yi getirdiğini belirtir. Oysa partiyi sosyal demokrat çizgiye taşıyan Bülent Ecevit, "Mithat Paşa ve Türk Ekonomisi'nin Tarihsel Süreci" kitabında partisini eleştirir. "Toprak reformunun, köy enstitüleri projesinin ve ciddi kooperatifçiliğin" bir bütün olduğunu belirten Ecevit, bunların tam olarak uygulanamamasını üzüntü verici bulur. Tek partinin içinden bir başka partinin doğmasını da buna bağlar. Yani tek parti döneminde bu üçlü bütünlük tam anlamıyla projelerle, planlarla, sistemlerle, yasalarla sağlanmış ve kurumları oturmuş olsaydı; toprak burjuvazisinin ve geçimini toprağa bağlı sürdüren halk kesiminin bürokrasiye demokratik fobisi olmayacağı bizzat Ecevit'in sözlerinden anlaşılmaktadır. Kitabında özetle; Demokrat Parti, işçilere haklarını verme ve halka da geliri yükseltme sözü verdiyse de bunları yapamadı yani DP, popülist söylemlerini eylemlere çeviremedi" diyen yine Ecevit'tir. Ecevit, aynı kitapta "solculuğu, ilericiliği devletçilikle özdeşleştirmek gibi bence çağdışı olan akımlar"ın 70'li yıllarda güçlenmeye başladığını belirtir.(2) Ecevit'e göre özel girişimci DP ve AP iktidarlarına rağmen; ekonomik anlamda liberalizm gelişmemiş, devlet müdahaleciliği sürmüştür. Ecevit, dışa açılmanın 1978'de CHP iktidarı döneminde başladığını; "1978'de dışsatım gelirimizin yüzde 30,52 oranında yükseldiğini" belirtir. İhracattaki bu artış oranı ancak 2004'te %33.7 ile geçilebilmiştir.*



Özetle, Bülent Ecevit'in kitabında da belirttiği üzere; Türk Lirası'nın değeri bu kadar düşürülmeden, paramız pul edilmeden, devlete ve halka ağır yükler getirilmeksizin, halk büyük ölçüde yoksullaştırılmadan ve demokrasi dışı iktidara gelen yönetimlerin müdahaleleri olmaksızın da liberalleşme sağlanabilirdi. Ecevit, kişisel mucizeler veya parti modellerine bağlı olmadan da ihracat gelirlerinin artırılabileceğini söyler. Ve anlaşılmaktadır ki; demokratik fobinin etkin olduğu devrelerde, para ve yatırım güvenli bir liman özelliğini taşımayan ülkelerden uzaklaşır. Demokratik fobi yani başkasının düşüncesine karşı geliştirilmeyen demokratik empati ya da davranış ile her alanda demokrasinin etkin kılınamaması hukuki ve ekonomik anlamda sorunlara neden olmaktadır.


NOTLAR:

*https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2272217

(1) Aslında bu konuyu TKP gibi sol ve sosyalist partiler daha fazla ele almakla birlikte medya güçlerinin olmayışından ötürü CHP bu alanda daha çok ses çıkarmaktadır.

(2) 2023 seçimleri sırasında CHP yetkilileri bazen devletçilik ilkesini yeniden devreye alarak kamuculuk yapacaklarını söyledi. 2024'te ise Özgür Özel devletçilik okunun mor ve yeşile boyanacağı açıkladı.

AYRICA BAKINIZ:

Selin Sayek Böke'nin 8 Eylül 2024 tarihli "Halkçılık Programının Sonuç Bildirgesi" açıklaması
https://chp.org.tr/haberler/selin-sayek-boke-kinci-yuzyil-degisim-kurultayinin-sonuc-bildirgesini-acikladi

Kemal Kılıçdaroğlu'nun Teori Dergisi'ne verdiği röportaj 1 Mayıs 2025 tarihli, Yeni Bir Devletçilik Anlayışı
https://www.seydisehirgundem.com/kilicdaroglu-aydinlik-dergisine-roportaj-verdi-yeni-bir-devletcilik-anlayisi-15247-haberi



97 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR - 3 - 07/05/2025
DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR - 3 Ahmet Eren Özen 7/5/25
DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR? - 2 - 06/05/2025
DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR? - 2 Ahmet Eren Özen 6/5/2025
DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR? - 1 - 05/05/2025
DEMOKRATİK FOBİ NEDİR, NASIL AŞILIR? - 1 Ahmet Eren Özen 4/5/2025
OSMANLI'NIN AYDINLIK YÜZÜ: MİTHAT PAŞA - 01/05/2025
OSMANLI'NIN AYDINLIK YÜZÜ: MİTHAT PAŞA - Ahmet Eren Özen - 01/05/2025
ŞERİF KUTLUDAĞ HOCAYA SELAM OLSUN - 29/04/2025
ŞERİF KUTLUDAĞ HOCAYA SELAM OLSUN - Ahmet Eren Özen - 29/4/2025
HUKUKA YÖN VEREN FELSEFE - 28/04/2025
HUKUKA YÖN VEREN FELSEFE - Ahmet Eren Özen 28/4/2025
SAHNEDE ÖLEN SANATÇI ŞEHİT, YARALANAN GAZİDİR - 01/04/2025
SAHNEDE ÖLEN SANATÇI ŞEHİT, YARALANAN GAZİDİR - Ahmet Eren Özen - 1/4/2025
İHANET SARMALINDA TÜRKİYE - 15/03/2025
Ahmet Eren Özen - İHANET SARMALINDA TÜRKİYE - 15/3/2025
ALDATMA VE ALDATILMAK - 17/02/2025
Ahmet Eren Özen - ALDATMA VE ALDATILMAK 17/2/25
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.685238.8402
Euro42.978643.1508
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri