• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
OSMANLI'NIN AYDINLIK YÜZÜ: MİTHAT PAŞA
01/05/2025


1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. İşçinin emekçinin bahar bayramı, güzelliklerle dolsun. Bugün işçiler ve her kademedeki çalışanlar çeşitli haklara sahip ise bunları 1963 yılında Çalışma Bakanı olan Bülent Ecevit'e borçludur. İşçilere özgür sendika hakkı, grevli toplu sözleşmeli sendikacılık yapma hakkı, işsizlik sigortası, doğuma bağlı haklar vb. Bülent beyin bakanlığı ve başbakanlıkları döneminde bazen sabaha kadar süren oturumlarla Meclis'te kabul edilerek yasalaşan haklardır. Bugün kendisinin 35 yıl önce yazmış olduğu bir kitabını ele aldım.


Eski başbakanlardan Mustafa Bülent Ecevit’in mesleği gazetecilikti. Ecevit, hem yazar hem şair olarak pek çok liderden farklı bir profil sergilemiştir. Ayrıca Ecevit’in yazdığı pek çok kitap vardır. Konuşmalarını hazırlarken yazılı olarak çalışan Ecevit, meşhur Erica marka daktilosu ile 
bunları temize geçip; ilgili yerde kürsüden ya da mikrofondan halka aktarıyordu. Ecevit’in kitap gibi konuşmasını Youtube’da da olan bazı videolarını izlediğinizde de görüp aynı kanıya varıyorsunuz. Sanki bir kitaptan okurmuşçasına çok düzgün, ayrıntılı ve bilgi verici konuşmalara sahiptir.

Başbakan olarak görevdeyken yani Türkiye Cumhuriyeti'nin 57. Hükümeti'nin başındayken Mayıs 2002’de pasta ile zehirlenen ve sivil darbe ile devrilmeye çalışılan Ecevit, canını ve koltuğunu eşi Rahşan Ecevit’in doktorlarını değiştirmesi sayesinde kurtardı. Yine de partisi bölündü, iç ve dış düşmanların entrikaları ile gidilen erken seçimin ardından birkaç yıl sonra 24 Temmuz 2006’da siyaseti bıraktı. Ulusal Uzmanlar Kurulu oluşturarak düzenli toplantılarla ülke meseleleri üzerine çalışmaya devam etti. Mehmet Çetingüleç ile yaptığı son röportajlarından birinde: “Genç olsam üniversitede ekonomi okumak isterdim. Çünkü ekonomi, dünya siyasetinde giderek öne geçiyor” demiştir. Ecevit’in seçim için çekilen televizyon programlarında ekonomi ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar, iktisadi olmaktan çok ideolojik hatta duygusaldır. Yine de Ecevit, 90’lı yılların başında Tekin Yayınevi’nden “Mithat Paşa ve Türk Ekonomisi’nin Tarihsel Süreci” kitabını çıkarmıştır. Bu kitabın ilk bölümü Mithat Paşa üzerinedir, Türk Ekonomisi ile ilgili olan kısmı ise 29 Eylül 1988’de İstanbul'da Genç İşadamları Derneği’nde yaptığı konuşmadır.


Mithat Paşa Bülent Ecevit'in kitabının ilk baskısı, cep boyutunda ve saman kağıdına basılı idi - 1990


Mithat Paşa ile ilgili kitap sayısının azlığından yakınan Ecevit, bu kitabında Mithat Paşa’yı biyografik olarak ele almaktan çok yaptıkları ile ele almıştır. “İlk yenilikçilerden Mustafa Reşit Paşa’nın Mithat Paşa'ya devlet yönetiminde önemli görevler verdiğini” belirten Ecevit, Mithat Paşa’yı daha paşa olmadan “tam bir sorun çözücü (trobleshooter)” olarak niteler. Ecevit, “Kargaşalıkların çıktığı, huzursuzluğun veya yolsuzluğun ileri ölçülere vardığı birçok bölgeye Mithat Paşa gönderiliyordu. Halkın güvenini kazanıyor, halkı güçlendirici reformlar yapıyordu” diyerek bu özelliğini destekler.

II. Abdulhamit’in kuşkucu ve kuruntucu” olduğunu Ecevit de kitabında belirtmiştir. Bu nedenle “Mithat Paşa’nın sorunlar altında ezilip boğulsun diye işlerin çığırından çıktığı yerlere gönderilmeye başlandı”ğını açıklar. “Abdulhamit‘in tahta çıkmadan önce hem bazen Mithat Paşa’nın elini öpecek kadar saygı gösterme gereğini duyduğunu hem de sürekli olarak onun kuyusunu kazdığını” yazan Ecevit, “iyi niyetli Mithat Paşa, entrikalara ayak uyduramıyor, kuyulara kolaylıkla düşebiliyordu” çıkarımında bulunur.

Tarihi gerçeklerin ortaya koyduğu gibi Ecevit de “Mithat Paşa, Balkanlar’daki olağanüstü başarısıyla Balkanlar’ın Slav’laştırılmasının önünde en büyük engeli oluşturuyordu” der. Mithat Paşa’nın Niş Valiliği yaptığını, 1864’te Vilayet Nizamnamesi hazırladığını ve Tuna Vilayeti’nin başına getirildiğini biliyoruz. Peki Tuna Valiliği’nde ne yapmıştır da Mithat Paşa, valiliği unutulmaz olmuştur? Ecevit şu şekilde açıklar:


Mithat PaşaAnkara'daki Ziraat Bankası Müzesi'nde yer alan; "Mithat Paşa'nın Fakir Halkı Tefecilerin Elinden Kurtardığı"nı gösteren tablo



Köylerden başlayarak demokratik bir yerel yönetim modeli oluşturdu. Kooperatifçiliği devreye soktu. Köylüler egemen güçlerin ve tefecilerin baskısından ve sömürüsünden kurtarabilmek için maddi kaynak bulmalıydılar. Mithat Paşa bunun çaresini “Menafi ve Memleket Sandıkları” adı altında yardımlaşma kurumları oluşturmakta buldu. Böylece tarımsal kredi düzeni başlatılmış ve Ziraat Bankası’nın da temeli atılmış oluyordu. Köylülerin sandıklara ayıracak parası yoktu. Mithat Paşa buna da çözüm getirdi. Kooperatif kurulan her köye hazine arazisinden imece geleneğiyle ortaklaşa değerlendirilecek topraklar ayırdı. Bu toprakların gelirini sandıklarda biriktiriyorlardı. Böylece Mithat Paşa, Tuna Valiliği ile Osmanlı Devleti’nde tarımsal kredi düzenini oluşturan, kooperatifçiliği başlatan ve ulusal kaynaklara dayalı tarıma ve köylüye yönelik bankacılığı başlatan kişi oldu.”

Ecevit, Mithat Paşa’nın 1862’de Almanya’da 'Raiffeisen' adıyla uygulanan kooperatifçilik modelini taklit ettiği iddiasını reddeder ancak benzer olduğunu söyler. Ecevit’e göre Osmanlı’da “yenilikçilik, çağdaş teknoloji, eğitimin öncülüğünü genellikle ordu üstlenmiş ve ordu belirgin bir üstünlük kazanmıştır.” Oysa Mithat Paşa, “sivildi. Komutan değildi, asker değildi. Yetim çocuklar için ıslahhane ‘yetiştirme yurtları’ kurdu. 1865’te basımevi kurarak Tuna adlı Türkçe – Bulgarca gazete çıkardı. Slavcı Rus propagandasının etkisini büyük ölçüde kırmayı başardı. Toprak reformunu gerçekleştirerek toprakları köylüye dağıttı. İlk tarım kredi kooperatifini Yugoslavya’nın Pirot kasabasında başlatmıştı. Türkçe adı ile bu bölgelere Şehirköy, kısaltma olarak Şarköy deniyordu.”  Türkiye’de adı Şarköy olan dört yer vardır. 100 yıl sonra Demokratik Sol hareketle birlikte “köykent” projesi ortaya çıktığında isim babası olan Ecevit, daha sonra yazdığı bu “Mithat Paşa ve Türk Ekonomisinin Tarihsel Süreci” adlı kitabında kooperatifçilik üzerinde önemle durmuştur.

Mithat Paşa, İstanbul’a yük olmadan 3 bin kilometre yol ve 1400 köprü yaptırdı. Tuna nehrinde vapur seferleri başlattı. Demiryolculuğu ve tramvay taşımacılığını başlattı” diye yazan Ecevit, “Çarlık Rusya’sı Osmanlı’ya Mithat Paşa’nın Balkanlar’dan alınması için baskı yapıyordu. Mithat Paşa valilikten alındı, Slavlaşma başlayınca geri valiliğe getirildi. 20 günde bölgeyi huzura ve güvenliğe kavuşturdu” diye yazımını sürdürür. Mithat Paşa tam anlamıyla yenilikçi bir devlet adamıdır. Onun hakkında “Şurayı Devlet başkanlığı yaptı. Emniyet Sandığı’nı kurdu. Sanat okullarının açılmasını sağladı” bilgisini veren Ecevit, “Mithat Paşa’nın görevleri daha uzun sürseydi Türkiye çağ atlardı” der.

1869’da Bağdat Valiliği’ne atandı. Yolsuzluğu, aşiret kavgalarını bitirdi. Huzur ve güvenliği sağladı. 3 yıl valilik yaptı. Kuveyt – Bahreyn kendi bayraklarını asmışlardı. Bağdat Valiliği’nde buna son verdi. Aydın Valiliği’nde 140 kilometre İzmir – Alaşehir demiryolunu yaptı." Yap İşlet Devret modelinin ilk uygulamasıdır bu.

"1872’de Sultan Abdülaziz Mithat Paşa’yı sadrazamlığa getirdi” diyen Ecevit şöyle devam eder; “Yolsuzlukların üzerine giden Mithat Paşa, bundan rahatsız olan güçlerin o konuda pek duyarlı olmayan, üstelik kendisi de bir hayli savurgan olan Abdülaziz’i Mithat Paşa aleyhine kışkırtabilmeleri yüzünden öbür yandan da Çarlık Rusyası’nın entrikaları yüzünden Padişah’la Mithat Paşa’nın arası açıldı. Bu yüzden iki ay yirmi bir gün sonra sadrazamlık görevi sona erdi. Bu görevini 1876’ya kadar kısa süreli nazırlık (bakanlık) ve valilik dönemleri izledi” diye yazar.

 

Peki, Sultan Abdülaziz’e karşı yapılan darbede Mithat Paşa’nın rolü neydi? Ecevit’e göre; “Abdülaziz’e karşı örtülü darbede Mithat Paşa’nın etkisiyle girişim kansız olarak sağlandı. Darbeyi gerçekleştiren, II. Mahmut döneminde kurulan yeni ordu idi. Ordu, siyasete bulaşmıştı.” Ecevit, ordu ile gerçekleşen bu ilk darbenin ordunun siyasete müdahalesi olarak günümüze kadar devam ettiğini ifade eder. "Abdüzlaziz devrilince" der Ecevit: “Önce V. Murat tahta geçirildi. 93 gün sonra akli dengesini yitirmiş olduğu iyice anlaşıldığından 31 Ağustos 1876 tarihinde yerine II. Abdülhamit’in tahta geçmesi kararlaştırıldı. Tahta geçinceye kadar Mithat Paşa’ya büyük saygı gösteren ve rejimi demokratikleştirme konusunda söz üstüne söz veren Abdülhamit, iyi niyeti ve iyimserliği bazen saflık ölçüsüne varan Mithat Paşa’yı da kandırmıştı. Tahta geçtikten sonra Anayasa’yı ilan etmede dirense de Mithat Paşa’nın ısrarları karşısında daha fazla direnemedi ama Meclis’i feshetme ve tehlikeli gördüğü kimseleri sürgüne gönderme yetkisini (113. madde) anayasaya koydurdu.”

II. Abdülhamit, 19 Aralık 1876’da Mithat Paşa’yı sadrazamlığa getirdi. 23 Aralık 1876 Tersane Konferansı’nın açılışının ilk dakikalarında Meşrutiyet ilan edildi. Abdülhamit, anayasayı ilan etmiş ama anayasa fikrini benimsememişti. Yalnızca anayasaya işlerlik kazandıracak kararları ve işlemleri değil hükümetin her türlü günlük işlerini de engelliyordu. Mithat Paşa’yı güçsüz, etkisiz, başarısız bir sadrazam durumuna düşürmek istiyordu. Böylece devletin tek ve kesin hâkimi olduğunu göstermiş olacaktı.”

Mithat Paşa duruma tepki gösterir. Abdülhamit’e bir mektup yazar. Ecevit kitapta bu mektubun içeriğini de paylaşıyor. Özetle Mithat Paşa: “Benim size büyük bağlılığım vardır ancak milletimin yararına uymayan en küçük bir konuda bile size boyun eğmem. Vatanımın esenliğini ve mutluluğunu sağlamakla yükümlüyüm” diyor ve uzunca bir süre saraya uğramıyor. Padişah imzada bekleyen iradelerin çıktığını gelip almasını bir ulakla ileterek; “Mithat Paşa’yı saraya çağırıp sadrazamlık mührünü aldı. Mithat Paşa’nın sürgün edilmesine en çok Çarlık Rusya’sı sevindi. Rus Gazetesi Golas, bu karardan duyduğu mutluluğu ‘Artık Avrupa’da Türk imparatorluğunun sonu gelmiştir’ sözleriyle duyurdu.” Yani Anayasa’nın mürekkebi kurumadan 113. maddenin ilk kurbanı Mithat Paşa’nın kendisi olmuştu.


 Bülent Ecevit'in kitabının bir diğer baskısı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nca hazırlandı - Mart 2009


Ecevit’in yazdıklarına göre; Mithat Paşa, Avrupa’da sürgündeyken devlet başkanları, diplomatlar ve bürokratların yoğun ilgisi ile karşılaşmış, aynı zamanda sosyalistlerin toplantılarına da katılmıştır. Fabrika işçilerine hitap etmiştir ve onlardan ilgi görmekten büyük mutluluk duymuştur. Ecevit, Mithat Paşa hakkında; “Hem çocukluktan din eğitimi görmüş, inançlı bir Müslüman hem de iyi yetişmiş, geniş görüşlü, çağdaş düşünceli bir Avrupalı idi. Londra’da 1878’de yazdığı ‘Türkiye’nin Geçmişi ve Geleceği’ başlıklı yazısında İslamlığın demokrasi ve özgürlük ilkesi üzerine kurulu olduğunu söylüyordu” der.

Avrupa sürgününde Mithat Paşa’ya gösterilen yoğun ilgiyi haber alan Sultan Abdülhamit durumdan rahatsız oldu ve onu bu sefer de  Girit’e sürgün ettirdi. Burada da ada halkı ve eşrafı tarafından yoğun ilgi ve sevgi gördü. ...Abdülhamit bu sefer de onu karışık vaziyette olan Suriye’ye vali olarak gönderdi. Suriye Valiliği’nde de Tuna ve Bağdat valiliklerindeki gibi başarılı oldu."



 İzmir'de Karantina semtinin girişinde yer alan sahildeki
Mithatpaşa Caddesi ve büstü




"1881’de Aydın Valisi olarak İzmir’e gitti. Padişah Abdülaziz’in vefatından beş yıl sonra Abdülaziz’in intihar etmediği, öldürüldüğü iddia edilerek hakkında dava açıldı. İzmir’de hükümet konağının etrafı sarıldı. Öldürülme teşebbüsünden farklı bir kapıdan çıkıp Fransız Konsolosluğu’na sığınarak kurtuldu" diye yazsını sürdüren Ecevit, Tunus’un Fransızlar’a bırakılması karşılığında iki üç gün sonra Mithat Paşa’nın Fransızlar tarafından Osmanlı’ya teslim edildiğini kaynaklarıyla belirtirken Abdülaziz'in ölümü ile ilgili davada detaylar da veriyor:

Davada Mithat Paşa da yargılandı. Hakkındaki iddiaları çürüten Mithat Paşa’ya karşı, padişahın hizmetkârı Hazinedar Arzıniyaz Kalfa tanık olarak kullanılmak istese de o da padişahın intihar ettiği gerçeğini söyleyince sanık tarafına geçirildi. …Mithat Paşa’yı yargılayanlar, Mithat Paşa tarafından görevden alınan Rusçuk Kadısı Ali Sururi Efendi, Tuna vilayetindeki komiserlik görevinden alınan Ermeni Hakben Efendi, Heybeliada Rum Okulu’nu bitirdikten sonra gazetecilik, tercümanlık, memurluk ve zaptiyelik yapan Rum Hiristo Ferides idi… Aralarında yabancı misyonlardan hekimlerin de olduğu 17 hekim Abdülaziz’in intihar ettiğini raporla tespit etmiştiler… Sultan Abdülaziz, tahttan indirilmesini içine sindirememiş, odasının kapısını sürgüleyip sakalını düzeltmek için istediği makasla bileklerini kesip intihar etmişti. Kapısı kırılıp müdahale edilmiş ancak kan kaybından hayatını kaybetmiş…”

Mithat Paşa ve birkaç kişi yargılamada suçlu bulundu ve idam cezası verildi. Ancak kamuoyundaki ve dünyadaki tepkileri hafifletebilmek için Abdülhamit, Mithat Paşa ile birkaç kişinin idam cezalarını ‘ömür boyu hapse’ dönüştürdü. Hicaz’ın Taif kentine son kez sürgüne gönderildi ve zindana kapatıldı. 9 Mayıs 1884’te hücresine giren cellatlar tarafından boğularak öldürüldü." Osmanlı aydını, demokrasi şehidi Mithat Paşa'yı rahmetle, saygıyla anıyoruz.

Kitabın ek kısmında Mithat Paşa’nın Bağdat Valiliği’nde petrol kuyusu da açtırdığını belirten Bülent Ecevit, o zamana kadar Osmanlı’da petrolün sadece yüzey sızıntılarından toplandığını belirtiyor ve dünyadaki ilk petrol kuyularından (1858-1859) kısa süre sonra 1871'de Mithat Paşa’nın o zamanlar yine Osmanlı'ya bağlı olan bugünkü Irak'ın Bakuba kentinde petrol rafinerisi dediğimiz bu kuyuları açtırdığını belirtiyor.

Böylesine değerli bir devlet aydını, bürokrat ve sivil idareci isme Ecevit’in kitabı yazdığı dönemde ve benim bu yazıyı yazdığım günümüzde dahi haksız saldırılar ve çirkin iftiralar atılmasının ancak ulusumuza sapkın ve kin dolu duygular besleyen düşmanca davranan gericiler tarafından planlı, organize edilmiş ve bilinçli bir hareket olabileceğini düşünüyorum. Ben de Ecevit gibi; ülkemizde bir 'Mithat Paşa Müzesi'nin olmamasını üzüntü verici bir eksiklik olarak görüyorum. Hele ki TRT gibi finansal kaynağını kamu gelirlerinden temin eden bir kuruluşun, geçen yıllarda yayınlanan bir dizisinde gerçekleri çarpıtarak paşayı kötü biri olarak göstermesini içime sindiremiyorum!

 

 Ankara Mithat Paşa Anıtı

Ankara'daki Mithat Paşa anıtı önünde Ziraat Bankası'nın yaptığı anma ve çelenk sunma törenlerinden biri 


Bir zamanlar her Ziraat Bankası Şubesi’nde Atatürk’ün fotoğrafı ile birlikte Mithat Paşa’nın da fotoğrafı çerçeveletilip asılmış olarak görülebilirdi. Bugün yenilenen şubelerde Mithat Paşa’nın fotoğrafını duvarlarda göremiyoruz. Üstelik geçtiğimiz yıllarda Ziraat Bankası, kurucusu Mithat Paşa'yı ölüme götüren II. Abdulhamit'le ilgili oyuna sponsor olarak Mithat Paşa'nın sevenlerini üzdü. (1) Neyse ki o dönemki yönetim değişti. Ziraat Bankası'ndan kurucusuna daha fazla önem vermesini bekliyoruz.
 

Eski başbakanlarımızdan CHP ve DSP eski lideri Mustafa Bülent Ecevit, Mithat Paşa’yı yaptıklarıyla; gerçek anlamda “ilk sosyal demokrat Türk” olarak kabul eder. Şanlı tarihimizin şanlı kahramanlarından Mithat Paşa (Midhat Paşa) Ecevit'in kitabı sayesinde unutulmuyor, kendisini bilmeyenlere de bu kitap aracılığıyla tanıtılmış olunuyor.
 
Osmanlı'nın aydınlık yüzü Mithat Paşa'yı haftaya bugün 8 Mayıs'ı 9 Mayıs'a bağlayan gecede vefatının 131. yıldönümünde Dostluk Grubu Derneği üyeleri olarak anacağız.


Kaynak 1: https://t24.com.tr/haber/ziraat-bankasi-kurucusunu-idama-mahkum-ettiren-2-abdulhamidin-hayatini-anlatan-oyuna-sponsor-oldu,572119



130 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ŞERİF KUTLUDAĞ HOCAYA SELAM OLSUN - 29/04/2025
ŞERİF KUTLUDAĞ HOCAYA SELAM OLSUN - Ahmet Eren Özen - 29/4/2025
HUKUKA YÖN VEREN FELSEFE - 28/04/2025
HUKUKA YÖN VEREN FELSEFE - Ahmet Eren Özen 28/4/2025
SAHNEDE ÖLEN SANATÇI ŞEHİT, YARALANAN GAZİDİR - 01/04/2025
SAHNEDE ÖLEN SANATÇI ŞEHİT, YARALANAN GAZİDİR - Ahmet Eren Özen - 1/4/2025
İHANET SARMALINDA TÜRKİYE - 15/03/2025
Ahmet Eren Özen - İHANET SARMALINDA TÜRKİYE - 15/3/2025
ALDATMA VE ALDATILMAK - 17/02/2025
Ahmet Eren Özen - ALDATMA VE ALDATILMAK 17/2/25
ÖRNEK SİYASETÇİ HİLMİ URAN - 23/12/2024
Ahmet Eren Özen - ÖRNEK SİYASETÇİ HİLMİ URAN - 23.12.2024
SURİYE MESELESİNDE ERDOĞAN VE ÖTEKİLER - 09/12/2024
Ahmet Eren Özen - SURİYE MESELESİNDE ERDOĞAN VE ÖTEKİLER 9/12/2024
TKP'NİN CHP KARŞITLIĞINDA KÖYLÜ MESELESİ - 27/11/2024
Ahmet Eren Özen - TKP'NİN CHP KARŞITLIĞINDA KÖYLÜ MESELESİ - 27/11/2024
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.342738.4963
Euro43.465643.6397
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri